Son bir haftadır başta büyük şehirlerimiz olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında bizleri, doğamızı, bu doğanın parçası olan gerek ağaçları, bitki örtüsünü, hayvanları gerekse soluduğumuzu havayı etkileyen bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte her birimizin kendi dengesini koruması ve bir parçası olduğunu hatırlaması ve hatta idrak etmesi belki de her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu amaca hizmet etmesi dileğiyle Ebru Tandoğdu Önal aracılığıyla aktarılan meditasyonu aşağıda bilgi ve kullanımınıza sunmak ve sizlerle paylaşmak isteriz.
Dahil olmayı arzu eden herkese açık olan bu meditasyon çalışmamız eşzamanlı olarak her gece Saat 22.00 başlayacaktır.
"Sükunetimiz sessizliğimizden değildir. Sükunetimizi korumalıyız dediğimizde sessiz kalmaktan bahsetmeyiz. Sükunetimiz eylemlerimizi temsil eder; sakin, akıllı, hakkaniyetli ve adil. Biz adil olmalı, adalet duygusunu kendi eylemlerimizde doğru kullanan olmalıyız. Bizler nefretin çocukları değiliz. Bizler şefkatin kucağından çıktık, şefkati öğretenler olmalıyız. Biz pasifist değiliz. Dengede olan, sözü inandığıyla ifade eden, nefreti ve kızgınlığı kelimelerine dökmek yerine kendinde iyileştirenleriz. Biz yaradanın hak, adalet, denge, birlik ve bütünlüğü bir araya getirdiği ışıklarız. Şimdi biz öfkenin, nefretin, kızgınlığın ve egonun kendini ortaya çıkarıp, kendini düzeltmesi amacıyla ışığı kullananlarız. Bizim adaletimiz ve hak mücadelemiz sadece insanoğlu için değil, yaşadığı topraklardaki her canlı içindir. Sadece egolarımızın haklarını değil, yaşadığımız coğrafyanın doğasını, hayvanını, insanını ve bu toprak parçasının bütününün haklarını gözeten olmalıyız. İşte şimdi inandığımız her şeyi, en saf haliyle kendinden olan parçalarla bütünleşmesi için büyütüyoruz. Biz müdahale eden bir hak inancına karşıyız. Müdahalesizlikle ama inançla hakkımızın gerekliliğini ortaya koymayı öğrenmeliyiz. Yaradanın bize verdiği bütün aydınlığımızı, birlik duygumuzu şimdi birleştiriyoruz. Yolumuz ışık ve aydınlık dolu olsun.
Nefretin çözümü şefkattedir. Hatırlayın hangi duygu, neyle yok edilir. Bu çalışmaya katılacak olanlar için çalışmanın ilk başında önce kendi enerjilerini öfke, kızgınlık, nefret, haksızlık duygusu gibi dönüştürmeleri gerekmektedir. Eğer dönüştüremezlerse bir bütünlük oluşturamadıkları gibi olumsuzluk enerjisini beslemeye devam ederleriz. Bu meditasyonların amacı bireysel olarak kendi enerjilerimizin dengelenmesini sağlamaktır. Bütüne hizmet etmek ve eylemlerinizin doğru, hakkaniyetli ve adil olmasını sağlamak için enerjimizin dengelenip bütünlenmesi gerekir. Provoke edildiğimiz her duygu ve enerjiyi taşımaya ve yaymaya devam ettiğimizde, olumsuzlukları destekler ve büyütürüz.”
Meditasyonun 1. aşamasında bu duygulardan arındıktan sonra, bütünlük enerjisinin daha yaygın ve parlak olması için bu meditasyonu yapan herkesle bütünleşiyorum diye niyet ederek 2. aşamaya geçebilirsiniz .
İkinci aşamaya geçtikten sonraysa 14 dakika kadar akışta kalmalı ve temizlenmiş enerjisiyle bütünün bir parçası olmaya niyet etmelidir. Eğer birinci aşamayı başarıyla tamamlayamadığını hissederseniz, ikinci aşamaya geçmeyiniz.
“Unutmayın bu meditasyonla amacınız olaylara ve gidişata müdahale etmek değildir. Amacınız haklılığınızı doğru enerjiyle ifade edebilecek gücü, topraklanmış bedenleri ve sağlıklı düşünen zihinleri oluşturabilmektir. Bu şekildeyken eylemlerimiz daha doğru, adil ve ahlaklı olacaktır.
Hak savaşı ahlakla kazanılır. Ahlaklı insan olmak ya da kamil insan olmak içinse evrensel etiklere ve dengeye ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. Bu meditasyonların amacı savaşmak ya da ortamın enerjisine katkıda bulunup şifa vermek değildir. Her şey bireyin kendi çabası ve kendi enerjisinde başlar. Bizim enerjilerimiz ne kadar temiz, dingin ve ahlaklı düşünebilecek zihinsel faaliyetlere dönüşebilirse, ortaya koyduğumuz her eylem o kadar temiz bir enerjiyle doğru adımları atmamızı sağlayacaktır.
Gördüğümüz şudur ki; enerji değişimlerinden kendimizi koruyamıyoruz. Hızlıca duygusal enerjinin yoğunluğuna kapılabiliyoruz. Kendimizi dik, dengede ve doğru tutabilmek için bu meditasyonlara ne kadar çok katılım olursa, o kadar çok birbirimize faydamız olacaktır. Birliği deneyimleyebilmek için buna ihtiyacımız var.”
Meditasyonun ikinci aşaması için herhangi bir süreç koymuyoruz. Kişinin birinci aşamayı ne kadar sürede halledeceği kişisel kontrolüne ve konsantrasyonuna bağlıdır. Ancak eş zamanlı yapılan çalışmalarda herkes çok daha hızlı sistem enerjilerinden faydalanabilir, ortak bilinç geliştirebilir ve o ortak bilinç bizlerin çok daha hızlı konsantre olmamızı ve enerjimizi temizlememize yardımcı olabilir. Bu yüzdendir ki birbirimizi destekleyeceğimiz için, zaman zaman bize ait olmayan düşüncelerin aklımızdan geçtiğini fark edebiliriz. Lütfen bunların geçişine izin vermeyelim ve bizden çıkarlarken temizlenmelerini ve bizdekileri de alıp gitmelerine niyet edelim.
Duygusal infiallere kapılmayalım, eğer ne olduğumuz ve kim oluğumuzu bilirsek, hakkımız için mücadele etmek daha kolay olacaktır. Bu bir değişim ve dönüşüm sürecidir. Her değişim ve dönüşüm süreci doğum sancılarıyla gerçekleşir. Sonuçlar hiçbirimizin beklediği gibi de olmayabilir. Sonuca yönelik bir beklenti oluşturmak yerine, sürece dahil olmayı ve sürecin içerisinde kalmayı hedefleyelim. Sonuçsal beklenti oluşturmak anda kalmayı etkileyeceği gibi, geleceğe yönelik yaptığımız yatırım haklı ve hakkaniyetli olmayabilir. O yüzden lütfen anın gerçekliği içerisinde kalmayı, geleceğe yönelik herhangi bir hedef koymak yerine akışın herkesin hayrı için sonuçlanmasına niyet edelim. "
Katılacak herkese şimdiden hoş geldiniz demek istiyoruz, yolumuz aydınlık ve ışık içinde olsun.
NOT : Eş zamanlı çalışmaya tanıdığınız herkesi davet edebilir mesajı paylaşabilirsiniz.
Yukarıdaki aktarımda okuyacağınız gibi meditasyon iki aşamadan oluşmaktadır.
· Birinci aşamada öfke, kızgınlık ve nefret duygularımızı sevgi ve şefkate dönüştürmemiz, bizden akıp gitmelerine izin vermemiz gerekiyor. Bu niyeti tekrar edip meditasyona başlayabiliriz.
· Bunlardan arındığımıza ikna olduğumuzda ikinci aşamaya geçiyoruz. İkinci aşamaya geçerken "bütünlük enerjisinin daha parlak ve yaygın olması için meditasyonu yapan herkesle bütünleşiyorum" niyetini tekrar edebiliriz. İkinci aşamada 14 dakika kadar kalmamızın yeterli olduğu iletilmiştir.
· Zihninizi devreye almamak için meditasyonun en başında tüm niyeti tekrar edebilirsiniz. Yani: “Öfke, kızgınlık, nefret duygularının sevgi ve şefkate dönüşmesine ve benden akıp gitmesine izin veriyorum. Bu duygulardan arındıktan sonra bütünlük enerjisinin daha parlak ve yaygın olması için meditasyonu yapan herkesle bütünleşmeye niyet ediyorum” gibi. Daha sonra hiç bölünmeden meditasyonunuza devam edebilirsiniz.
Meditasyon öncesinde ve sonrasında C vitamininden zengin gıdalar almanız enerjinizin dengelenmesi açısından faydalı olacaktır. Ayrıca günlük su tüketiminizi de ne kadar yüksek tutarsanız gerek bedensel gerekse duygusal enerjilerinizin dengesi için yararlı olacaktır.
Sevgili Funda Mumcuoğlu bize takviye gıda bilgisi verdi çok teşekkür ederiz.
· Bu süreç içinde her gün bir limon tüketebilirsiniz. Limonlu su içebilirsiniz. Sürahilerinize dilimlenmiş limon ekleyebilirsiniz. Ayurveda' ya göre her gün bir limon tüketen kişide kanser hücreleri oluşmaz.
· Bunun dışında yarım çay kaşığı zerdeçalı ılık sütle içebilirsiniz. Bağışıklığı çok güçlendirir. Bal ile karıştırıp da yiyebilir ya da salata ve yemeklerinize ekleyebilirsiniz. Cilt dostudur. Kansere karşı koruyucudur. Anti enflamatuar (enfeksiyon giderici) anti analzejiktir (Ağrı önleyici). Yani şu dönemde bunları kullanmak faydalı olacaktır.
· Bu süreçte akıl ve gönül birliği ile yol alındığında denge hali kolayca gelecektir. Zihni en saf haline getiren aydınlanmak için eskilerden beri kullanılan süt, geceden ıslatılmış soyulmuş bir avuç badem, ceviz,kuru hurma,yeşil yapraklı sebzeler,kayısı, sütlacı yaşamınıza dahil edebilirsiniz.
· Son olarak bedendeki toksini atmaya kişniş çok iyidir. Tazesini yemeklerinize katarak ya da 1 tatlı kaşığı kimyon tohumunu 1 kupa bardakta demleyip içebilirsiniz.
Meditasyon için bunları yapmanızın gerekliliği elbette yok. Sadece faydalı olabilecek önerileri eklemek istedik.
Gün içerisinde öfke, kızgınlık, nefret, haksızlık gibi duygularımızın dışavurumlarından, özellikle küfürlü söylemlerden kaçınmamız salık verilmiştir. Çünkü bu tip söylemler olumsuz enerjileri beslememize neden olmaktadır. "
