Enerji kelimesi artık günlük konuşma dilimizin içine iyice yerleşti. Herkes bir şekilde bunun farkında ve illaki bilimsel bir tanım gerekmiyor. Hoşlanmadığımız biriyle yan yana geldiğimizde enerjimizin çekildiğini hissederiz. Bazen hiç tanımasak bile güzel bir enerji almayız yanımızdakilerden ve “nedense” hoşlanmadığımızı söyleriz. Ya da bazıları vardır ki, en neşeli ve en keyifli zamanlarımızda bile sadece varlıklarıyla bizi yorar ve “enerjimizi çalarlar.” Gözümüzle görüp bilemesek de bu durumda bir gariplik olduğu bellidir. Bazen de gerçekten çok keyifsiz olduğumuz zamanlarda, yanlarında kendimizi dinçleşmiş ve neşelenmiş bulduğumuz kişiler vardır. Ve sürekli bizi “bilmediğimiz” bir nedenden dolayı huzursuz eden insanlardan kaçıp, bizi mutlu eden ve enerjimizi arttıran bu insanların yanına gitme eğilimi gösteririz.
Peki bu nedir?
İçinde yaşadığımız dünya katı maddelerden meydana gelmiş görünmesine rağmen, deniz gibi sürekli hareket halinde olan akıcı bir enerjiden oluşmuş ve onunla çevrelenmiştir. Modern bilimin de artık kabul ettiği gibi, insan organizması sadece moleküllerden oluşan fiziksel bir yapıda değildir. Ve tüm evrende olduğu gibi bir enerji alanına sahiptir. Yani biz de enerjiyiz ve sürekli hareket halinde olan bir enerji denizinde yaşıyoruz. Bütün fiziksel evrenimiz enerjidir ve evrende bulunan yegâne şey, enerjidir.
Her ne kadar katı bir madde olarak gözüksek de maddenin de enerji parçacıklarından oluştuğunu kabul etmek gerekiyor.
Hal böyle olunca da etrafımızdaki enerjilerden etkilenmemiz ve onlara olumlu veya olumsuz tepkiler göstermemiz gayet normal oluyor. Madde ve enerji arasındaki bağlantıyı en güzel ve en rahat açıklayacak örnek, korkularımızdır.
Örneğin herhangi bir hayvana karşı korku besleyen birini düşünelim, köpek fobisi olan birini ele alalım. Bu kişi yolda yürürken karşına birden bir köpek çıktığında saniyeden de daha kısa süre içerisinde kalp atışları hızlanır, kan basıncı artar, nefes alış verişlerinin ritmi ve süresi değişir. Tüm bu fiziksel belirtilere sebep olan şeyse, karşısındaki köpeğin ona saldırma düşüncesidir. Bir saldırı olmasına gerek yok, düşünmek yeter :)
Bunun gibi pek çok örnek, düşünceyle bedenimizin ortaklığını anlatır bize.
Peki bu bilgi ne işimize yarayacak?
Bu bilgi sayesinde, yani her şeyin bir enerji olduğu bilgisiyle yapılabilecek çok şey vardır. Sorunlarımızı çözme biçimimiz, kurduğumuz ya da kuracağımız ilişkiler, var olan fiziksel zihinsel ya da ruhsal sorunlarımızın çözülmesi, yaşam kalitemizin artması, olaylara bakış açımızın değişmesi ve daha bütünsel ve keyifli, hayal ettiğimiz gibi bir yaşamın kapıları bu küçük bilgiyle değişebilir!
Peki bütün bunlar nasıl yapılır sorusunun cevabı da “Şifa Nedir?” başlığının altındadır :)
Sibel Cebeci-2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder